|
Category |
English |
Turkish |
|
Phrasals |
|
1 |
Phrasals |
know (someone or something) as (something) v.
|
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tanımak |
|
Instead, they recognized a gentleman no one knew as president.
Bunun yerine kimsenin tanımadığı bir beyefendiyi başkan olarak tanıdılar.
More Sentences
|
2 |
Phrasals |
know about (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak |
|
And their economic raison d'être is that no one knows about them.
Ekonomik varlık sebepleri ise kimsenin onlardan haberdar olmaması.
More Sentences
|
Idioms |
|
3 |
Idioms |
(do you) know something? expr.
|
biliyor musun? |
|
Do you know something about it?
Bu konuda bir şey biliyor musun?
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
know something backwards v.
|
su gibi bilmek |
|
5 |
General |
know something like the back of one's hand v.
|
adı gibi bilmek |
|
6 |
General |
know something cold v.
|
bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek |
|
7 |
General |
know something backwards v.
|
ezbere bilmek |
|
8 |
General |
die to know something v.
|
meraktan çatlamak |
|
9 |
General |
know something perfectly v.
|
su gibi bilmek |
|
10 |
General |
know something by heart v.
|
ezberden bilmek |
|
11 |
General |
know something by heart v.
|
mükemmel derecede bilmek |
|
12 |
General |
know something by heart v.
|
çok iyi bilmek |
|
13 |
General |
know very little about something v.
|
bir şeyi çok az bilmek |
|
14 |
General |
know very little about something v.
|
bir şey hakkında çok az bilgisi olmak |
|
15 |
General |
know something by sight v.
|
göz aşinalığı olmak |
|
16 |
General |
know a thing or two (about something) v.
|
(bir şeyler hakkında) bir iki şey bilmek |
|
17 |
General |
know very little about something v.
|
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
|
18 |
General |
know something very well v.
|
bir şeyi çok iyi bilmek |
|
19 |
General |
know where something is at v.
|
bir şeyin nerede olduğunu bilmek |
|
20 |
General |
know where something is at v.
|
bir şeyin konulduğu yeri bilmek |
|
|
Phrasals |
|
21 |
Phrasals |
know something from something v.
|
ayırt etmek |
|
22 |
Phrasals |
know someone as something v.
|
birini -e olarak bilmek |
|
23 |
Phrasals |
know something from something v.
|
iki şey arasındaki farkı (söyleye)bilmek |
|
24 |
Phrasals |
know (someone or something) from (someone or something else) v.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek |
|
25 |
Phrasals |
know (someone or something) from (someone or something else) v.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek |
|
26 |
Phrasals |
know about (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) haberi olmak |
|
27 |
Phrasals |
know about (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) farkında olmak |
|
28 |
Phrasals |
know about (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) bilmek |
|
29 |
Phrasals |
know about (something) v.
|
(bir şey) hakkında bilgili olmak |
|
30 |
Phrasals |
know about (something) v.
|
(bir şeyi) bilmek |
|
31 |
Phrasals |
know about (something) v.
|
(bir şey) hakkında yetenekli olmak |
|
32 |
Phrasals |
know about (something) v.
|
(bir şeyde) becerikli olmak |
|
33 |
Phrasals |
know by (something) v.
|
(bir şeyden) bilmek/anlamak/tanımak |
|
34 |
Phrasals |
know by (something) v.
|
(bir şeyden/bir şeyinden) tanımak/ayırt etmek |
|
35 |
Phrasals |
know by (something) v.
|
(bir şeyini) bilmek |
|
36 |
Phrasals |
know by (something) v.
|
ezbere/ezberden bilmek |
|
37 |
Phrasals |
know from something v.
|
bir şeyden anlamak |
|
38 |
Phrasals |
know from something v.
|
bir şey hakkında bilgisi olmak |
|
39 |
Phrasals |
know of (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) bilmek |
|
40 |
Phrasals |
know of (someone or something) v.
|
bildiği/duyduğu (biri/bir şey) olmak |
|
|
41 |
Phrasals |
know of (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) haberi olmak |
|
42 |
Phrasals |
know of (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) hakkında bilgisi olmak |
|
43 |
Phrasals |
know of (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) kim/ne olduğunu bilmek |
|
44 |
Phrasals |
know (someone or something) as (something)
|
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/kabul etmek |
|
Colloquial |
|
45 |
Colloquial |
dying to know (something) v.
|
bilmek için can atmak |
|
46 |
Colloquial |
know what it is to be (something) v.
|
(bir şey) olmanın ne demek olduğunu bilmek |
|
47 |
Colloquial |
know your way about/around (something) v.
|
(bir şeye) aşina olmak |
|
48 |
Colloquial |
know your way about/around (something) v.
|
(bir şeyde) tecrübe sahibi olmak |
|
49 |
Colloquial |
know your way about/around (something) v.
|
(bir şeyi) bilmek |
|
50 |
Colloquial |
know what it is to be/do something v.
|
bir şey olmanın/yapmanın ne demek olduğunu bilmek |
|
51 |
Colloquial |
know what it is to be/do something v.
|
bir şey olarak/yapmak konusunda çok deneyimi/tecrübesi olmak |
|
52 |
Colloquial |
know what it is to be/do something v.
|
ben de bir şey oldum/yaptım, bilirim |
|
53 |
Colloquial |
know what it is to be/do something v.
|
bir şey benim de başımdan geçti/bir şeyi ben de yaptım, bilirim |
|
54 |
Colloquial |
doesn't know beans (about something) expr.
|
bir bok bilmez |
|
55 |
Colloquial |
doesn't know beans (about something) expr.
|
hiçbir şey bilmez |
|
56 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin |
|
57 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz |
|
58 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) nasıl davranacağını önceden tahmin etmek zor |
|
59 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı/nasıl davranacağı belli olmaz |
|
60 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) kalitesini/niteliğini önceden bilemezsin |
|
61 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz |
|
62 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı hiç belli olmaz |
|
63 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin |
|
64 |
Colloquial |
you never know with (someone or something) expr.
|
(birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın |
|
65 |
Colloquial |
if that's not (something), (then) I don't know what is expr.
|
bu (bir şey) değil de ne? |
|
66 |
Colloquial |
if that's not (something), (then) I don't know what is expr.
|
bu da (bir şey) değilse, ben de bir şey bilmiyorum demektir |
|
Idioms |
|
67 |
Idioms |
know where (one) is with (someone or something) v.
|
(birinin) ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek |
|
68 |
Idioms |
know where (one) is with (someone or something) v.
|
(birinin) bir konuda ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek |
|
69 |
Idioms |
know where (one) is with (someone or something) v.
|
(birinin) görüşlerini bilmek/öğrenmek |
|
70 |
Idioms |
know where (one) is with (someone or something) v.
|
(birinin) bir konu hakkındaki görüşlerini bilmek/öğrenmek |
|
71 |
Idioms |
know (someone or something) like a book v.
|
(birisini ya da bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
72 |
Idioms |
know (someone or something) like a book v.
|
ezbere bilmek |
|
73 |
Idioms |
know (someone or something) like a book v.
|
her karışını bilmek |
|
74 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
(bir şey) olmanın ne demek olduğunu bilmek |
|
75 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
(bir şey) olarak çok deneyimi/tecrübesi olmak |
|
76 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
(…olmanın) ne demek olduğunu bilmek |
|
77 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
ben de (...) oldum bilirim |
|
78 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
ben de (askerlik/annelik) yaptım bilirim |
|
79 |
Idioms |
know what it is to be (something) v.
|
benim de başımdan geçti bilirim |
|
80 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
elifi mertek sanmak |
|
|
81 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak |
|
82 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
bir konuda hiç bilgisi olmamak |
|
83 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak |
|
84 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
başını sonunu bilememek |
|
85 |
Idioms |
not know one end (of something) from another v.
|
neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek |
|
86 |
Idioms |
know nothing and care less (about someone or something) v.
|
hiçbir şey bilmemek ve bilmek de istememek |
|
87 |
Idioms |
know nothing and care less (about someone or something) v.
|
hiç bilgisi olmamak, bilmek de istememek |
|
88 |
Idioms |
know nothing and care less (about someone or something) v.
|
ne bilmek ne de bilmek istemek |
|
89 |
Idioms |
know nothing and care less (about someone or something) v.
|
(bir kişi veya konu hakkında) tamamen ilgisiz olmak |
|
90 |
Idioms |
know nothing and care less (about someone or something) v.
|
(bir kişiye veya konuya) hiç ilgisi olmamak |
|
91 |
Idioms |
know little and care less (about someone or something) v.
|
çok az şey bilmek ama bilmek de istememek |
|
92 |
Idioms |
know little and care less (about someone or something) v.
|
daha fazla bilmek de istememek |
|
93 |
Idioms |
not know one end of something from the other v.
|
(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak |
|
94 |
Idioms |
not know one end of something from the other v.
|
bir konuda zırcahil olmak |
|
95 |
Idioms |
not know one end of something from the other v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
96 |
Idioms |
not know one end of something from the other v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
97 |
Idioms |
know your way about (something) v.
|
(bir yeri, yapıyı, alanı) iyi tanımak/avucunun içi gibi bilmek |
|
98 |
Idioms |
know your way about (something) v.
|
(bir yere, yapıya, alana) aşina olmak |
|
99 |
Idioms |
know your way around (something) v.
|
(bir yeri, yapıyı, alanı) iyi tanımak/avucunun içi gibi bilmek |
|
100 |
Idioms |
know your way around (something) v.
|
(bir yere, yapıya, alana) aşina olmak |
|
101 |
Idioms |
know little and care less (about someone or something) v.
|
(biri veya bir şey hakkında) bir şey bildiği ve umursadığı olmamak |
|
102 |
Idioms |
know little and care less (about someone or something) v.
|
pek bir şey bilmeyip hiç umurunda olmamak |
|
103 |
Idioms |
know little and care less (about someone or something) v.
|
bihaber ve kayıtsız olmak |
|
104 |
Idioms |
know (something/someone) like the back of one's hand v.
|
avucunun içi gibi bilmek |
|
105 |
Idioms |
know something through and through v.
|
bir şeyin tamamını bilmek |
|
106 |
Idioms |
know something forwards and backwards v.
|
bir şeyin içini dışını bilmek |
|
107 |
Idioms |
know something through and through v.
|
bir şeyin içini dışını bilmek |
|
108 |
Idioms |
know something through and through v.
|
bir şeyi a'dan z'ye bilmek |
|
109 |
Idioms |
know better than to do something v.
|
bir şeyi yapmamak gerektiğini bilmek |
|
110 |
Idioms |
know something from memory v.
|
bir şeyi ezberden bilmek |
|
111 |
Idioms |
know something through and through v.
|
bir şeyin her şeyini bilmek |
|
112 |
Idioms |
know something through and through v.
|
bir şeyi çok iyi bilmek |
|
113 |
Idioms |
know something inside out v.
|
bir şeyi a'dan z'ye bilmek |
|
114 |
Idioms |
know something backwards and forwards v.
|
bir şeyin içini dışını bilmek |
|
115 |
Idioms |
know better than to do something v.
|
bir şeyi yapmamak gerektiğini (birinden daha iyi) bilmek |
|
116 |
Idioms |
know something inside out v.
|
çok iyi bilmek |
|
117 |
Idioms |
know something backwards and forwards v.
|
çok iyi bilmek |
|
118 |
Idioms |
know something backwards v.
|
çok iyi bilmek |
|
119 |
Idioms |
know something forwards and backwards v.
|
çok iyi bilmek |
|
120 |
Idioms |
know something off by heart v.
|
ezbere bilmek |
|
121 |
Idioms |
know/learn something (off) by heart v.
|
ezbere bilmek |
|
122 |
Idioms |
know something inside out v.
|
içini dışını bilmek |
|
123 |
Idioms |
know something in one's bones v.
|
içine doğmak |
|
124 |
Idioms |
know your way around (something) v.
|
(bir yere, yapıya, alana) aşina olmak |
|
125 |
Idioms |
know as much about something as a hog knows about sunday v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
126 |
Idioms |
know something only too well v.
|
(özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek |
|
127 |
Idioms |
know something off pat v.
|
zehir gibi bilmek |
|
128 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
hiçbir bilgisi olmamak |
|
129 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
hiçbir şey anlamamak |
|
130 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
hiçbir fikri olmamak |
|
131 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
bir konuda zır cahil olmak |
|
132 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
başını sonundan ayırt edememek |
|
133 |
Idioms |
not know/not be able to tell one end of something from the other v.
|
başını sonunu bilememek |
|
134 |
Idioms |
know (someone or something) like a book v.
|
ciğerinin içini bilmek |
|
135 |
Idioms |
have/know/get something off pat v.
|
bir şeyi sular seller gibi bilmek |
|
136 |
Idioms |
have/know/get something off pat v.
|
bir şeyi zehir gibi bilmek |
|
137 |
Idioms |
have/know/get something off pat v.
|
bir şeyi çok iyi bilmek |
|
138 |
Idioms |
have/know/get something off pat v.
|
bir şeyi sular seller gibi ezberlemek |
|
139 |
Idioms |
know (someone or something) by name v.
|
(birini/bir şeyi) ismen bilmek |
|
140 |
Idioms |
know (someone or something) by name v.
|
(birini/bir şeyi) ismen tanımak |
|
141 |
Idioms |
know (someone or something) by name v.
|
(birinin/bir şeyi) isim olarak tanımak |
|
142 |
Idioms |
know (something) by rote v.
|
(bir şeyi) ezbere bilmek |
|
143 |
Idioms |
know (something) by rote v.
|
(bir şeyi) ezberlemek |
|
144 |
Idioms |
know (something) is coming v.
|
(bir şeyin) yaklaştığının farkında olmak |
|
145 |
Idioms |
know (something) is coming v.
|
(bir şeyin) yaklaştığını bilmek |
|
146 |
Idioms |
know (something) is coming v.
|
(bir şeyin) yaklaştığını önceden hissetmek |
|
147 |
Idioms |
know (something) is coming v.
|
(bir şeyin) olacağının farkında olmak |
|
148 |
Idioms |
know (something) is coming v.
|
(bir şeyin) olacağını önceden bilmek/hissetmek |
|
149 |
Idioms |
know (something) like the palm of (one's) hand v.
|
(bir şeyi/yeri) avucunun içi gibi bilmek |
|
150 |
Idioms |
know (something) like the palm of (one's) hand v.
|
(bir şeyi/yeri) çok iyi bilmek |
|
151 |
Idioms |
know (something) like the palm of (one's) hand v.
|
(bir şeyi) adı gibi bilmek |
|
152 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v.
|
(bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek |
|
153 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v.
|
(bir şey) hakkında hiçbir bilgisi olmamak |
|
154 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v.
|
(bir şeyi) zerre kadar bilmemek |
|
155 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v.
|
(bir şeyden) zerre kadar haberi olmamak |
|
156 |
Idioms |
know no more about (something) than a pig knows about sunday v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
157 |
Idioms |
know no more about (something) than a pig knows about sunday v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak |
|
158 |
Idioms |
know no more about (something) than a pig knows about sunday v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
159 |
Idioms |
know no more about (something) than a pig knows about sunday v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
160 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
161 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak |
|
162 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
163 |
Idioms |
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
164 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birini/bir şeyi) simaen tanımak |
|
165 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birini/bir şeyi) simaen bilmek |
|
166 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birini/bir şeyi) sima olarak tanımak |
|
167 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birine/bir şeye) göz aşinalığı olmak |
|
168 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birini/bir şeyi) cismen tanımak/bilmek |
|
169 |
Idioms |
know (someone or something) by sight v.
|
(birini/bir şeyi) dışarıdan bilmek/tanımak |
|
170 |
Idioms |
know (someone or something) for what (they or it) is v.
|
(birinin/bir şeyin) ne mal olduğunu bilmek |
|
171 |
Idioms |
know (someone or something) for what (they or it) is v.
|
(birinin/bir şeyin) aslında nasıl biri/bir şey olduğunu bilmek |
|
172 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek/tanımak |
|
173 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
174 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak |
|
175 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek |
|
176 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek |
|
177 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(birini/bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
178 |
Idioms |
know (someone or something) inside out v.
|
(birinin/bir şeyin) ciğerinin içini bilmek |
|
179 |
Idioms |
know (someone or something) through and through v.
|
(birinin/bir şeyin) her şeyini bilmek |
|
180 |
Idioms |
know (someone or something) through and through v.
|
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek |
|
181 |
Idioms |
know (someone or something) through and through v.
|
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek |
|
182 |
Idioms |
know (someone or something) through and through v.
|
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
183 |
Idioms |
know (someone or something) through and through v.
|
(birinin/bir şeyin) tamamını bilmek |
|
184 |
Idioms |
know (someone or something) to (do something) v.
|
(birinin/bir şeyin bir şey yapacağını) bilmek |
|
185 |
Idioms |
know (someone or something) to be (something) v.
|
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/tanımak |
|
186 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) çok iyi bilmek |
|
187 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
188 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek |
|
189 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek |
|
190 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
191 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) ezbere bilmek |
|
192 |
Idioms |
know (something) backward [us] v.
|
(bir şeyi) zehir gibi bilmek |
|
193 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) çok iyi bilmek |
|
194 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
195 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek |
|
196 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek |
|
197 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
198 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) ezbere bilmek |
|
199 |
Idioms |
know (something) backward and forward [us] v.
|
(bir şeyi) zehir gibi bilmek |
|
200 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) çok iyi bilmek |
|
201 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
202 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek |
|
203 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek |
|
204 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
205 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) ezbere bilmek |
|
206 |
Idioms |
know (something) forward and backward [us] v.
|
(bir şeyi) zehir gibi bilmek |
|
207 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) çok iyi bilmek |
|
208 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyin) içini dışını bilmek |
|
209 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek |
|
210 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek |
|
211 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek |
|
212 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) ezbere bilmek |
|
213 |
Idioms |
know (something) inside and out v.
|
(bir şeyi) zehir gibi bilmek |
|
214 |
Idioms |
know at a glance that (something is the case) v.
|
(durumun ne olduğunu/aslını) bir bakışta bilmek/anlamak/görmek |
|
215 |
Idioms |
know at a glance that (something is the case) v.
|
(durumun ne olduğunu/aslını) görür görmez tanımak/anlamak/fark etmek |
|
216 |
Idioms |
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak |
|
217 |
Idioms |
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
218 |
Idioms |
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
219 |
Idioms |
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
220 |
Idioms |
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak |
|
221 |
Idioms |
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
222 |
Idioms |
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek |
|
223 |
Idioms |
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v.
|
(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
224 |
Idioms |
know somebody/something backwards [uk] v.
|
birini/bir şeyi su gibi bilmek |
|
225 |
Idioms |
know somebody/something backwards [uk] v.
|
birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak |
|
226 |
Idioms |
know somebody/something inside out v.
|
birini/bir şeyi su gibi bilmek |
|
227 |
Idioms |
know somebody/something inside out v.
|
birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak |
|
228 |
Idioms |
know somebody/something inside out v.
|
birinin/bir şeyin içini dışını bilmek |
|
229 |
Idioms |
know somebody/something inside out v.
|
birinin/bir şeyin her şeyini bilmek |
|
230 |
Idioms |
know something like the back of your hand v.
|
bir şeyi adın gibi bilmek |
|
231 |
Idioms |
know something like the back of your hand v.
|
bir şeyi avucunun içi gibi bilmek |
|
232 |
Idioms |
know something like the back of your hand v.
|
bir şeyi çok iyi bilmek |
|
233 |
Idioms |
know the ins and outs (of something) v.
|
(bir şeyin) girdisini çıktısını bilmek |
|
234 |
Idioms |
know the ins and outs (of something) v.
|
(bir şeyin) bir şeyin ıcığını cıcığını bilmek |
|
235 |
Idioms |
know the ins and outs (of something) v.
|
(bir şeyin) tüm detaylarını bilmek |
|
236 |
Idioms |
know where (one) stands on (something) v.
|
(birinin bir konudaki) tutumunu/algısını bilmek |
|
237 |
Idioms |
know where (one) stands on (something) v.
|
(birinin bir konuya) nereden/nasıl baktığını bilmek |
|
238 |
Idioms |
know where (one) stands on (something) v.
|
(birinin bir konuda) nerede durduğunu bilmek |
|
239 |
Idioms |
know where (one) stands on (something) v.
|
(birinin bir konudaki) düşüncelerini/bakış açısını bilmek |
|
240 |
Idioms |
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek |
|
241 |
Idioms |
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak |
|
242 |
Idioms |
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
243 |
Idioms |
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak |
|
244 |
Idioms |
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek |
|
245 |
Idioms |
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak |
|
246 |
Idioms |
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konuyu) hiç bilmemek |
|
247 |
Idioms |
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v.
|
(bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak |
|
248 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir şeyden) bihaber olmak |
|
249 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir şey hakkında) hiçbir fikri olmamak |
|
250 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir konuda) hiçbir şey bilmemek |
|
251 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir konuda) hiçbir bilgisi olmamak |
|
252 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir şeyden) hiçbir şey çakmamak |
|
253 |
Idioms |
not know beans (about something) v.
|
(bir konuya) yabancı kalmak/olmak |
|
254 |
Idioms |
not know from (something) v.
|
(bir şeyden) anlamamak |
|
255 |
Idioms |
not know from (something) v.
|
(bir şeyden) hiç anlamamak |
|
256 |
Idioms |
not know from (something) v.
|
(bir şeyden) hiç çakmamak |
|
257 |
Idioms |
not know the first thing about (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek |
|
258 |
Idioms |
not know the first thing about (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak |
|
259 |
Idioms |
not know what to make of (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) bir anlam verememek |
|
260 |
Idioms |
not know what to make of (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek |
|
261 |
Idioms |
not know what to make of (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) pek anlamamak |
|
262 |
Idioms |
(do you) know something? expr.
|
haberin var mı? |
|
263 |
Idioms |
wouldn't know something if you fell over one expr.
|
üzerine düşsen tanımazsın/farkına varmazsın |
|
264 |
Idioms |
wouldn't know something if it hit you in the face expr.
|
yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın |
|
265 |
Idioms |
wouldn't know (something) if (one) fell over one expr.
|
üzerine düşsen tanımazsın/farkına varmazsın |
|
266 |
Idioms |
wouldn't know (something) if it hit (one) in the face expr.
|
yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın |
|
Speaking |
|
267 |
Speaking |
there's something you should know expr.
|
bilmen gereken bir şey var |
|
268 |
Speaking |
tell me something i don't know expr.
|
bilmediğim bir şey söyle |
|
269 |
Speaking |
I know you know something expr.
|
bir şeyler bildiğini biliyorum |
|
270 |
Speaking |
failure is something I know too much about expr.
|
başarısızlık iyi bildiğim bir şeydir |
|
271 |
Speaking |
if you know something or hear anything let me know expr.
|
eğer bir şey biliyorsan ya da duyarsan bana haber ver |
|
272 |
Speaking |
I know something that'll make you feel better expr.
|
moralini düzeltecek bir şey biliyorum |
|
273 |
Speaking |
I know he's hiding something expr.
|
onun bir şeyler sakladığını biliyorum |
|
Slang |
|
274 |
Slang |
not know shit (about something) v.
|
(bir şey hakkında) bir bok bilmemek |
|
275 |
Slang |
not know shit (about something) v.
|
(bir şey hakkında) bir boktan haberi olmamak |
|
276 |
Slang |
not know shit (about something) v.
|
(bir şeyden) bir bok anlamamak |
|
277 |
Slang |
not know shit (about something) v.
|
(bir şey konusunda) cahil/bilgisiz olmak |
|
278 |
Slang |
not know shit (about something) v.
|
(bir şeyden) bihaber olmak |
|